14 Ağustos 2013 Çarşamba

DEMİRELİN ŞAHSINDA MİLLETE DÜŞMANLIK


Mustafa CAN
Demirel düşmanlığı Türk solunun kronik hastalığıdır. Bu normaldir. Demirel solun elinden iktidar nimetlerini alan sağın en güçlü lideridir. Peki, ama bu iktidar nimetlerini Demirel sayesinde elde eden sağ kesime ne oluyor? Demek ki, bunun arkasında yine sol vardır.
Solun taktiği: “Böl, parçala, yönet!” Nasıl yapacak bunu? Demirel’in hatalarının cerbeze ve zalim propaganda ile büyüterek .. Kendisinin bir fazileti yok ki onu anlatsın. Her hangi bir becerisi yok ki onu göstersin. Ne zaman sol iktidar olur, halk perişan olur, ekonomi berbat olur. Çünkü onlar idarede ehil değillerdir. Ne demişler: “Soldan devlet adamı çıkmaz.” Hadiseler bunu isbat etmektedir.
1971 muhtırasında solun İçişleri bakanı İsmail Arar “Demirel bir daha başbakan olursa bıyıklarımı keserim” demişti. Amacı bir daha başbakan yapmamaktı. Halk bir daha başbakan yaptı. 1980 sol ihtilalinden sonra da 10 yıl siyaset yasağı getirilmişti. Amaç Demirel’i bir daha başbakan yapmamaktı.  Sabah gazetesi yazarı Zafer Mutlu “Demirel bir daha asla iktidar olamaz” (17 Ekim 1985 Sabah Gazetesi, Zafer MUTLU) diyordu. Gerekçe olarak da ABD’li idarecilerin Demirel’i istemediklerini söylüyordu. Demek ki Türk solunun istekleri ile ABD’nin istekleri örtüşüyordu. Çünkü Türk solu, askeri idare ve ABD yanlısı politikaların taşeronudur. Ne var ki Süleyman Demirel sağduyulu halkın oyları ile 1991 yılında yine iktidar ve başbakan oluyordu.
Süleyman Demirel’in Zafer Mutlu’ya gönderdiği mektuba bakınız bir devlet adamına yakışır şekilde, şahsını değil, milletini ve devletini nasıl savunuyor:
17 Ekim 1985 tarihli yazınızı okudum. Bildiğiniz gibi 1961 senesi sonundan başlayarak, uzunca yıllar siyasetin ortasında bulundum. 1965, 1969,1973 ve 1977 yılında yapılan Milletvekili Genel Seçimleri ile, 1966, 1975 ve 1979 Kısmî Senato Seçimleri ve Milletvekili Ara Seçimlerinde, her şeyin serbest olduğu bir ortamda, Genel Başkanı bulunduğum Partiyi, arkadaşlarımla birlikte ayakta tutmayı başardım.
1965’de 5 partiye karşı, 1969’da 7 partiye karşı, Başkanı bulunduğum parti tek başına iktidar oldu. 1964, 1966, 1968, 1970, 1972, 1974, 1976, ve 1978 Büyük kongrelerinde 8 defa delegelerin hemen tümüne yakınının oyunu alarak Genel Başkan seçildim.
Benim için bir koltuk değil bir hizmet davası vardı. Hizmetsiz koltuk kime lazımsa onu olsun. Zaten öyle bir koltukta oturulması kabil değil. Ben Allah ile milletimden başak hiçbir güce dayanmadım, bu gün de aynı inancı muhafaza ediyorum.
Beni 40 yaşımda hizmet koltuğuna milletim oturtmuştu. Amerika oturtmamıştı. Milletimin dışında bir gücün, beni bir yer getirmesini, haysiyetsizlik ve hacalet sayarım. Ben koltuk müptelâsı ve meclubu değilim. Ama ülkeme hizmete iddialı olmuşumdur. Bu iddiamı da muhafaza ediyorum. 7 defa hükümet kurdum, 10 seneye yakın başbakanlık yaptım. Bunların hepsini milletimden aldığım güçle ve milletime dayanarak yaptım. Milletimin hukukunu savundum, hakkını korudum.
Bu mektubu size yazmamın birinci sebebi; T.C. Hükümetini müessese olarak savunmaktır.Kendimi savunmak değil. Türkiye’de hükümetler, Türk milletinin hükümetidir ve hükümetin kaderini millet tayin eder. Yazınızdan başka mananın çıkması, sadece beni değil, herkesi rahatsız eder, etmelidir de …
Bana zarar vermek isteyebilirsiniz. Onu tabii karşılarım. Ama onu yaparken; Türk devletine zarar vermeyiniz. Bunu tabi karşılamam, bunun karşısında yer alırım.
Bu mektubu yazışımın ikinci sebebi de budur.
Saygılarımla.” Süleyman DEMİREL (5 Aralık 1991 Yeni Nesil Gazetesi, Burhan BOZGEYİK)
Demirel halkın hür iradesi ile daha sonra hem Başbakan oldu hem de TBMM’nin hür seçimi ve oy çoğunluğu ile de Cumhurbaşkanı görevini de yürüttü. Devletini temsil etti. Ülkesine ve milletine hizmet etti. Milyonlarca insan onun sayesinde iş ve aş sahibi oldu. Kurda kuşa iyiliği oldu. Yaptıkları en azından teşekküre layıktır. Yapmadıkları veya yapamadıkları devlet ve millet düşmanlarının engellemeleri iledir. Bu engeller olmasaydı bu ülke Almanya ve Japonya seviyesinde olurdu.
Demirel’li yıllar demokrasinin en iyi işlediği, hürriyetin en geniş şekilde uygulandığı, Ekonomik kalkınmanın en fazla olduğu yıllardır. Bu gün Demirel yok; ama ona ve onun idaresine muhtacız.
Başkalarına gösterdiğimiz saygıyı ve sevgiyi ondan niçin esirgiyoruz?
Yoksa yaptığı hizmetlerinden rahatsız mı oluyoruz?
Bu ise Demirel’in şahsında bu millete düşmanlık olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder