60 wattlık ampul ve beynimiz! | |||||
| |||||
Bilimsel araştırmaların gelişmesiyle her geçen gün sırların bir özelliği daha keşfediliyor. Medyada müjdeli haberler olarak yer alıyor.
Bilim adamlarının ortak sözlerinin hülâsası şu: Sırada çözülmeyi bekleyen çok sır var… Geçtiğimiz günlerde beyin üzerine ihtisas sahibi bir bilim adamının söyledikleri bu sırların sınırlarını tahmin edebilmemize yardım edebilecek türden… SAN’AT ESERİBahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç, beynin sırlarını şöyle anlatıyor: * Beyin anatomisi, moleküler yapısı ve fizyolojisiyle diğer organlarımızdan çok farklı özellikler taşıyor. * Beyin dokusunda yer alan her hücrenin farklı vazifesi var. Bir hücrenin ölümü, insanın bir kabiliyetini kaybetmesi anlamına geliyor. Oysa ki vücudumuzda yer alan diğer organların hücrelerinde böyle bir yapılanma yok. Sözgelimi karaciğerin üçte biri rahatsızlık dolayısıyla alınsa bile, geride kalan üçte bir vazifesini tam kapasiteyle üstlenebiliyor. * Beyinde milyarlarca farklı nöron (beyin hücresi) birbiriyle iletişim halindedir. Bu aynı anda beyinde bir zihinsel alan oluşmasını sağlamaktadır. Sözgelimi, bir insan beyninin yaptığı işi , bilgisayarla yapmaya kalksak, neredeyse İstanbul için gerekli olan enerji miktarı kadar enerji gerekiyor. Oysa beynimiz bunu sadece 60 watt’lık bir ampulün ihtiyaç duyacağı bir enerjiyle yapıyor. Çalışırken de ampulde olduğu gibi ısı enerjisi oluşmuyor. “Bu inanılmaz olayı şu anda algılayabilmemiz çok zor” diyor Prof. Dr. Türker Kılıç. (Günaydın, 9 Ekim 2013) Evet bu sadece vücudumuzdaki organlardan biri için söylenenler. Ya diğerleri? EŞREF-İ MAHLÛKATİnsanoğlu, kâinatın küçük bir numunesi gibi çok zengin kabiliyetler, hislerle donatılmış. Bu kabiliyetleri bizlere takan Usta Sanatkârın elbette beklediği bir netice, bir meyve var. O da insanoğlunun başıboş, hayvan gibi yeyip içip eğlenerek hayatı geçirmek için bu dünyaya gönderilmediğini fark edip kendini keşfetmesi. Sanatkârının eserlerini tefekkür edip, O’na şükürle ibadet etmesi… Bizlere “emanet” olarak takılan bu zengin cihazları tefekkür ederek, kendilerine has ibadette, şükür ve hamdde kullanmak imtihanımızın sırrı… Her gün bu vazifemizin ne kadarını yerine getirebildiğimizi kendimize sormalı değil miyiz? Bu konuda en büyük yardımcımız çevremizde, kendi vücudumuzdaki san’atlı yaratılışları tefekkürdür. HÜLÂSATefekkür edilmeyi bekleyen o kadar çok san’at eseri var ki! Kelebeğin kanadı, sonbaharın kuru yaprakları, dolunay, vücudumuzun işleyişi… Hepsi bir ağızdan adeta “Bize de bak, bizi de düşün” diyorlar. “San’atında akılların hayrete düştüğü Allah, her türlü kusur ve noksandan uzaktır.” | |||||
23.10.2013 |
22 Ekim 2013 Salı
NİÇİN DÜŞÜNMÜYORUZ ?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder